Cilt 7, Sayı 2, Haziran 2015
     

Maya ARAKON

AZINLIK SAYISI

“Azınlık” bir grubun ya da bir sosyal kategorinin ismi olmaktan ziyade bir durumun ismidir. Her toplum, mekânda ve zamanda degisken araçlar aracılıgı ile kendi içinden bir azınlık yaratır. Bu dinamik bir süreçtir. Azınlık kavramının yatay ve dikey dinamikligi, kavramın evrensel tanımını imkânsızlastırır. Zira azınlık, söz konusu toplumda çogunlugun kendi kendisini tanımıyla ortaya çıkan bir haldir. Diger bir deyisle belirli bir zamanda belirli bir toplum kendini ırksal aidiyet üzerinden tanımlıyor, ırksal aidiyet üzerinden ortaklık duygusu insa ediyorsa, o toplumda azınlıklar ırksal olurlar. Baska bir tarihsel ve toplumsal baglamda çogunluk kendini dinsel aidiyetle özdeslestiriyorsa, orada azınlıklar dinseldir, vs. Dolayısıyla herhangi bir toplumsal etkilesim çerçevesinde “azınlık” bulunabilmesinin tek sartı orada bir çogunluk bulunmasıdır. Bu açıdan azınlık basat olmayan ancak hak talep edecek bilince erismis gruba verilen isim olarak kabul edilebilir. Hannah Arendt’in tespitinden yola çıkarak, “Azınlık” hak talep etme hakkına ulasmıs gruptur denilebilir. “Azınlık” bir sürecin sonucu ortaya çıkan bir haldir. Bu süreç çogunlukla (her zaman degil) iki ayaklı isler. Azlastırma (niceliksel ve sart degildir) ve Azınlıklastırma (niteliksel ve sarttır). Bu iki sürecin, birbiriyle etkilesimli üç ayagı oldugu söylenebilir: Siyasal gündem, kamusal gündem, medyatik gündem. Bu gündemler arasında hiyerarsi belirlenemez, yani hangi gündemin hangisini tetikledigi degiskendir. Siyasal gündemde etnik temizlik ya da sürgünden, ayrımcı hukuk kurallarına kadar genis bir yelpaze görülebilir. Politika ve onun ürünü hukuk azınlıklastırmakla kalmaz, azınlıklastırdıklarını sistemin çeperinde tutmaya ugrasır. Bazen de tam tersi olur. Politika ve Hukuk toplumsal gündemin azınlıklastırdıgı grupları korur. Toplumsal gündem ise algılarla ilgilidir. Ayrımcı söylemler, gündelik ırkçılık, toplumsal hayatta ve güncel hayatta ayrımcılık bu “biz”/ “onlar” algısının sonucudur. Üçüncü gündem en kolay takip edilebilen medya gündemidir. Elbette bu “dil” hem toplumsal ve siyasal gündemi tetikler hem de bu gündemlerden beslenir. Medyada nefret dili, kıskırtma, çesitli sosyal grupları hedef gösterme, azınlıklastırma sürecinin en önemli parçasıdır. AP editörden 208 Alternatif Politika’nın bu sayısını iste bu teorik altyapının üstüne insa ettik. Batı Avrupa ve Türkiye’de Azınlık sorununu farklı veçhelerinden ele alan makaleleri bir araya getirmeyi hedefledik. Bu baglamda uluslararası standartlar ısıgında Türkiye’de azınlık meselesini ele alan Samim Akgönül, konuya kavramsal bir çerçeve getirmektedir. Uluslararası hukukta azınlık kavramlarını ele alan Akgönül, azınlıkların korunmasında üç dönem oldugunu belirterek negatif ve pozitif haklar, teritoryal ve teritoryal olmayan haklar, grup hakları ve bireysel haklar konularını analiz ederek, Türkiye’deki azınlık haklarını Lozan Antlasması, Avrupa Konseyi sözlesmeleri ve Avrupa nsan Hakları Mahkemesinin kararları çerçevesinde incelemektedir. Süheyla Yıldız makalesinde cumhuriyet tarihinde Yahudilerin topluma entegrasyon ve cemaat kimligini koruma stratejileri ile Yahudi kimliginin gelisiminde önem arz eden üç farklı dönemi analiz etmektedir. Yahudilerin ilk dönemlerde asimile olarak Türklük içinde erime stratejisi uyguladıgını ileri süren Yıldız, daha sonra yasanan gayrimüslim saldırılarından duyulan hayal kırıklıgı ve içe kapanma süreci ile 90’larda Yahudilerin hem esitlik hem de tanınma arayısına girdiklerini anlatmaktadır. Din ve Millet ana baslıklı makalesinde Elçin Aktoprak Kuzey rlanda örneginde bir azınlık milliyetçiligi olarak Katolikligi ele almaktadır. Aktoprak bu çalısmasında Katolik rlandalı kimligini, Avrupa’da din ve milliyetçiligin birbirinin içinde eridigi bir dinsel milliyetçilik örnegi olarak sunmakta ve tarihsel dinamiklerin dinsel milliyetçiligin ortaya çıkısındaki etkisini göstermektedir. “Aleviler ve yeni merkezilestirme politikaları” baslıklı yazısında Nil Mutluer, Alevilerin tarihsel süreçlerini, tarih boyunca maruz kaldıkları içlerindeki çogullugu yok sayan ve inancı tektiplestirmeye çalısan merkezilestirme politikalarını, Cemevi taleplerini, kurucu yurttaslıkla azınlık olmak arasındaki ikircikli konumlarını ve inanca yönelik ortak talepler üzerinden yasadıkları ayrımcılıkları, yaptıgı alan çalısmalarıyla destekleyerek analiz etmektedir. Maya Arakon’un Kürt kadınlarının kadınlık ve Kürtlük kimligi üzerinden maruz kaldıkları baskı politikalarına karsı gelistirdikleri siyasi bilinci ele aldıgı ve alan çalısmalarıyla destekledigi makalesi ise, Kürt kadınlarının Cumhuriyet dönemi boyunca yasadıkları ayrımcı politikaları, siyasallasmalarındaki itici nedenleri, feodal bir toplum yapısı içinde erkeklerle toplumsal cinsiyette esitlik için verdikleri mücadeleyi analiz etmektedir. Volkan Yılmaz ve Hilal Basak Demirbas’ın çalısması Türkiye’de escinsel haklarına ve TBMM’de lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireylerin hak talep gündeminin ortaya çıkısı ve gelisimine ısık tutmaktadır. Türkiye’de yasal düzlemde LGBT haklarına yönelik yapılan çalısmaları ele alan ve bunu azınlık hakları çerçevesinde degerlendiren bu makale, hem dünyada hem de Türkiye’de adı konmamıs bir azınlık olan LGBT’lerin hak taleplerini analiz etmektedir. Aslı Bilge tarafından kaleme alınan ve bu özel sayının son makalesi olan çalısma ise Türk-Yunan iliskileri çerçevesinde 1980’lerin sonunda Avrupa Toplulugu ile iliskilerini canlandırmak isteyen Türkiye’nin Yunanistan ile baslattıgı “Davos 209 ruhu” olarak adlandırılan yakınlasma dönemini ayrıntısıyla ele almaktadır. Bu çerçevede hükümet tarafından yapılan ve tüm ayrıntılarıyla bilinmeyen mülkiyet hakları ile Rum azınlıgın hakları da detaylı sekilde analiz edilmektedir. Son söz olarak, “Azınlık” konulu bu özel sayının gerçeklesmesine katkı sunan bütün akademisyen arkadaslarıma, bu sayının editörlügüne beni layık gören sevgili meslektasım Doç. Dr. Rasim Özgür Dönmez’e ve tüm Alternatif Politika ekibine tesekkür ederim. Elimizden geldigince kuramsal ama aynı zamanda pratik ve aydınlatıcı bir sayı olusturmaya çalıstık. Umarım basarılı olabilmisizdir. Saygılarımla, Doç. Dr. Maya Arakon Süleyman Sah Üniversitesi nsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Uluslararası liskiler Bölümü AP

AZINLIK SAYISI
Maya ARAKON
Alternatif Politika, Cilt 7, Sayı 2, Haziran 2015